Yazarın
biri ilham için okyanus sahilinde dolaşmaya çıkar.
Bu sırada bir adamın
kumsaldan bir şeyler alıp denize attığını fark eder.
Yanına yaklaştığında adamın
sahile vurmuş olan deniz yıldızlarını birer birer alıp okyanusa attığını görür
ve sorar:
Neden deniz
yıldızlarını okyanusa atıyorsun? Adam cevap verir.
-Güneş
yükselip sular çekildiğinde ölmemeleri için.
Yazar şaşkınlıkla sorar:
-Binlerce
deniz yıldızı var ne fark eder ki?
Adam eğilip
bir deniz yıldızı daha alıp okyanusa fırlatır ve cevap verir:
-Onun için
fark etti ama...
İçinde
margarin kelimesi geçen herhangi bir tarifi okumaya başladığımda, margarinden sonraki kelimeye geçmeden sayfayı kapatıyorum.
Bir sonraki
satırda ''siz isterseniz tereyağı da kullanabilirsiniz'' cümlesi kurulmuş olsa da
bu vb. tariflerin margarinin kendisi kadar sentetik ve dolayısıyla zararlı
olduğuna inancım her geçen gün artıyor.
Bu durumu
tıpkı bloglarında sürekli Allah adını anıp fakat gösterişli yemek takımlarıyla
donatılmış, tıka basa doymaya endeksli sofra fotoğraflarını yayınlayan blog
sahiplerinin ruh hallerine benzetiyorum.
Margarinin
zararlarını tüketmeye başladıktan bir süre sonra görmeniz pekala mümkünken
ruhunuzun kirlendiğini anlamanız o kadarda kolay olmayabilir.
Tariflerinde
margarin kullanıp ''siz isterseniz tereyağı da kullanabilirsiniz'' diyenlere ve sayfalarını Noel ağaçlarını gölgede bırakırcasına süsleyip, yemek tarifinden çok çeyizini
sergileyen blog sahiplerine birer sorum
ve mesajım var.
Biz
istersek tereyağı kullanabiliyorsak siz neden istemiyorsunuz?
Saray usulü
yemek sofrası fikri bir tür fantezi midir? Yoksa siz nasıl görünüyorsanız hep
öyle misiniz?
Birazcık
sağlıklı tarifler yayınlayıp birazda olayı sadeleştirirseniz sizinle çok iyi anlaşacağız
biliyorum.
Ancak böyle
devam eden bütün işler ve abesle iştigaller için yemekkitabı yazmaya devam edecektir.
Tek bir yıldızı bile okyanusa ulaştırsa kâr kabul ederek.
Sevgiyle
efendim.
Funda Yüce Gomez Solis
© 2014 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder