Yıllardır boşu boşuna sorulup duran bir soru vardır.En iyi aşçı kadınlarmıdır erkeklermidir?Hatta bunun devamı olarak üretilmiş gereksiz bir soru daha vardır.En iyi aşçılar neden erkeklerden çıkar?Hadi canım sizde.Eğer farkında değilseniz hatırlatayım bu soru artık böyle sorulmuyor.Sorulması gereken soru, nasıl iyi aşçı olunduğudur.
Hiç beklemeyin kadın erkek mukayesesine girip, kadın milletinin en iyi aşçı olasılığını ispatlamaya çalışacağımı nede erkeklerin.İyi aşçı, sadece ekmekle peynirden tost yapmayı bilen değildir.Yaptığı tostu size yedirirken dünyanın en güzel yemeğini yediğinizi hissettirendir.
En iyi aşçı sensin, binbir tekniğini öğrendiğin falanca yemeği sevgiyle ve huzurla yedirtebilmişsen.Yoksa kusura bakma duvarındaki ödülleri çöpe atabilirsin.7 yıldızlı mekandada böyledir bu evinin mutfağında da.
Taze ve doğal malzemeler seçeceksin, yemek yapma tekniklerinide öğreneceksin birazda sunum üzerine çalıştınmı senden iyisi yok gibi görünür.O kadar kolay değil işte. Yaptığın yemeği 5 karış suratla servis edersen ettirirsen, bir önceki gelişinde sevmediği halde bir sonraki gelişinde de aynı başlangıçlarla karşılarsan müşterini, misafirini yada acı sevmedikleri halde sırf sen seviyorsun diye haftanın 3 günü sofranda buram buram acılı yemekler yediriyorsan ev halkına ve aslında sen bu yemekleri söylene söylene yapmışsan üzgünüm Leyla :)
Kendinize göre dünyanın en güzel yemeklerinide yapıyor olsanız, sevgiyle pişirmemisseniz ben o yemekten hayır beklemem.Aslında bu konunun birde bilimsel yani olmalı ama artık onuda laboratuvarların açıklamasını bekleyeceğiz.Demem o ki benim teorim, yemek pişirirken ki ruh halinizin yemeğe işlediği yönündedir.Hemde en az kattığınız tuz, şeker kadar.Milyonlarca insanın yedikleri –aynı- yemeklerden aynı lezzetleri alamamalarının bir açıklaması olması gerekiyor.Bunu herzaman yiyen kişilerin damak zevkiyle açıklamakta çok mümkün değil.
Zeval-i Lezzet (yani lezzetin bitmesi) sevgisizliktendir.Mutsuzsanız iyi bir aşçı olmanızda zordur.Domatesin en organik olanınıda seçseniz, pastanın üzerine şeker hamurundan sayısız kalpte yapsanız bütün bunlar gerçekten kalpten yapılmıyorsa yiyenler bunu bir şekilde hissedeceklerdir.Bedenimiz ve ruhumuz dışarıdan aldığı bütün mesajları kaydediyor kimseye sormadan.
En iyi aşçı sensin, mutlu olduğun sürecede bir lastik firmasının vereceği yıldızlara gerek duymazsın (yemekle ilgilenenler anladılar) yada mekan mekan dolaşıp not veren gurme amcaların insafına :) İyi bir aşçının yıldızını yine kendisi verir, yemek yapma tekniklerini öğrenirken aynı zamanda mutlu olmak içinde çaba göstererek.
Afiyetle ve Sevgiyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder